Bugün Gazetesi’nde dün bir köşe yazısı yayımlandı. Başlığı şöyle: “Erlerimiz savaşıyor, subaylarımız nerede?”
Başlığı okuyunca ne demek istediğini anlıyorsunuz. PKK mücadelesinde subaylarımız yok! Onlar sütre gerisine çekilip keyif yaparken erlerimizi araziye sürüyorlar. Erlerimiz şehit düşüyor, yaralanıyor, sakat kalıyor.
Yazıda özetle aynen şöyle deniliyor:
“Muharebe subay işidir. Ama (Güneydoğuda) erler savaştırılıyor, yedeksubaylar savaştırılıyor. PKK ile mücadelede subaylarımız nerede? Ortada mücadele planı yok. PKK ile mücadele er muharebesi değil, subay muhaberesidir. Bölgede kaç subay vardır? Subaylarımız nerede?”
Türkiye’de belli kesimlerde korkunç bir ordu düşmanlığı var. Özellikle şeriatçılarda ve kendilerini “aydın” olarak tanımlayan entel kesimde bu düşmanlık had safhada.
Dünyanın her yerindeki savaşlarda rütbeli kaybı daha az, er kaybı daha fazladır. Nerede, hangi savaşta olursa olsun bu gerçek değişmez. PKK olayında da böyledir. Kaldı ki, erler de subaylar ve astsubaylar da vatan evladıdır. Olayı kirli siyasete, ordu düşmanlığına alet etmenin, anlamı yoktur. Subaylar nerede imiş!
Bu yazıyı yazan şahıs Güneydoğu’da binlerce subay ve astsubayımızın evlerinden ve ailelerinden uzakta, mütevazı lojmanlarda, kışlalarda, arazide çadırlarda, karakol binalarında yattığını herhalde bilmiyor. Ya da bildiği halde, sadece onları suçlamak için bu incileri döktürüyor. PKK terörü 1984 yılında başladı. Şu anda 23. yılını yaşıyoruz.
Bu süreçte subay, astsubay, uzman çavuş ve er olarak toplam yedi bin dolaylarında şehit verdik. Subayların nerede olduğunu merak ediyorlarsa bazıları, İzmir Kadifekale’ye, Ankara Cebeci’ye, İstanbul’daki şehitliklere Anadolu’nun her şehrinin mezarlıklarına, Ankara’daki TSK Rehabilitasyon Merkezine gitsin de bir görsün subayların nerede olduklarını.
Ey Akıl neredesin böyle insanlara uğramaz mısın? Ey görmeyen gözler nasıl göreceksiniz gerçekleri?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder